Antalya Kadın Dayanışma Derneği eşitliği savunmaya devam ediyor
2000 yılında Antalyadaki merkezi kurulan
Kadın Danışma Derneği bu güne kadar 10 binden fazla kadına psikolojik ve
hukuksal danışmanlık yapmış
Antalya Kadın Dayanışma Derneği, Türkiye'de olan Kadın
Dayanışma Dernekleri'nden sadece birini oluşturuyor. Günümüz yaşam sorunlarının
temelini oluşturan "Kadın'a eşitlik" kavramının bir nevi mücadelecisi
sayılıyorlar. "Davamız anlaşılanın çok aksi aslında; tüm istenilen kadını
yüceltmek değil sadece kadını olması gereken yere getirmek. Cinsiyet eşitliğini
sağlamak" diyerek kentilerini tanıtan dernek gönüllülerinden Vicdan
Küçükarslan bizlere aslında büyük bir mesaj veriyor.
"ÜSTÜNLÜK" DEĞİL "EŞİTLİK"
Kadınların
mecbur kaldığı tüm dava ve dayanışmalarının konuşulduğu, dinlendiği ve çözüm
için çabalayan Kadın Dayanışma Derneği'nin kuruluşunu ve de amaçlarını Vicdan
Hanım şöyle dile getiriyor; "17 Ekim 2000 'de Antalya Kadın Dayanışma
Merkezi kuruldu. 03 Ocak 2004'te ise Antalya Kadın Danışma Derneği kuruldu. Kadına
yönelik şiddetle mücadele etmeye çalışıyoruz ve kendimizi feminist olarak tanımlıyoruz."
Merkezlerinin genel amacının, kadınlara karşı yapılan her türlü ayrımcılık, ekonomik, sosyal ve politik dışlanmaları önlemek olduğunu
söyleyen Küçükarslan; "Burada kadınların kendi ihtiyaçlarına yönelik taleplerini ve görüşlerini hayata
geçirmek üzere bir araya geldikleri, hukuksal ve psikolojik danışmanlık
hizmetleri aldıkları ve birbirleriyle dayanışma içinde oldukları bir ortamı oluşturmak için
varız"
diye ifade ediyor. Bu nedenle en temel amacımızın aslında kadınlarımızda
eşitlik bilinci oluşturmak olduğunu vurguluyor.
ERKEK ADAM DEDİĞİN
Türkiye'de kadın olmanın en temel sorunu şu ki; kadınlarımız
kendilerini eksik görüyorlar.Kadınlarımızın kendilerini eşit görmeleri gerek.
Yetiştiğimiz kültürden dolayı erkek egemen bir toplumda büyüyoruz ve istemeden
erkekleri içimizde yüceltilmiş olarak içselleştiriyoruz. Kültürü yok
sayamayız diyen Küçükarslan; "Biz var ediyoruz aslında. Hep annelerimiz
değil midir 'erkek adam yapar' diyen. Ya da yeni genç kızlarımız değil mi
'erkek adam dediğin kıskanır, hesap sorar' diyen. İşte anlatmaya çalıştığım bu.
Mücadelerimiz burada başlıyor." diye sözlerine devam ediyor. İster
kültürel ister başka sebepten olsun kadınlarla güçlü bir dayanışma yürütmenin ve her türlü sorunumuza
karşı ortak mücadele edebilmenin ilk adımı; kadınlık bilincimizi,
kişiliklerimizi geliştirebilmek, kadın olarak sorunlarımızın, haklarımızın farkına
varmak.
Mücadele etmek için adam atmak isteyen kadınlara seslenen Küçükarslan; "Merkez olarak biz kadınların bu ilk adımı atması için
destek ve dayanışma sağlıyoruz. Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasal
yaşamdaki yerini almasına yönelik destek veriyoruz, psikolojik ve hukuksal danışmanlık
hizmeti sunuyoruz" diyor.
BİLGİSİZLİK YALNIZLAŞTIRIYOR
Kadınlar ev
içinde ve dışında şiddete uğramakta, yasal haklarının bilincine ve haklarını
aramak için yeterli donanıma sahip olmadıklarından yalnız kalmaktadır. Haklarını aramaya çalışan kadınlar bir yandan da eğitimsel,
kültürel ve ekonomik zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu nedenle, merkezde, Antalya Barosu’ndan gönüllü kadın
avukatların katkılarıyla, kadınları yasal hakları ve bunları kullanabilme
yolları konusunda bilgilendirilip, desteklediklerini anlatan
Küçükarslan; "Kadınlara;
dayağın meşru görülmesinin getirdiği suçluluk duygusunu, utancı, korkuyu
yenebilmeleri ve yeni yaşam seçeneklerini geliştirebilmeleri için psikolojik
destek sağlıyoruz. Bu destek şiddetin sonucu olarak zedelenen özgüvenlerini
yerine getirebilmenin de bir yolu aksi takdirde
bilgisizlik yalnızlaştırıyor" diyor.
ZOR OLAN PSİKOLOJİK ŞİDDETE SON VERMEK
Kültürel coğrafya ve baskın erkil yapı psikolojik
şiddeti peşinde getiriyor. Fiziksel şiddetten kendini koruyan kadın, psikolojik
şiddetten koruyamamış kalıyor. Bu konuda izledikleri yolu şöyle dile getiriyor
Küçükarslan; "Psikologlarımızla birlikte onlara temel olan kadınlık
bilincini, eşitlik bilincini, susmama ve susmaktan korkmama bilincini sağlamaya
çalışıyoruz. Yaşadıkları
şiddetin boyutu ne olursa olsun, kadınları en çok güçlendiren; yalnız olmadıklarını
bilmeleri." diyor. Bu güzel mücadelenin devamında önümüzdeki
haftalarda "Kadınlık Hakları" ile ilgili bir ders başlatacaklarını ve
daha bilinçli kadınlar yetiştireceklerini dile getiren Küçükarslan; "Yaşasın
Kadın Dayanışması" sloganıyla bu yolda daime ilerleyeceklerini ifade
ediyor.
ŞİMAL KAHYAOĞLU
Yorumlar
Yorum Gönder